PAULO COELHO - ELİF


Dedim ya, kitabın kapağına bakarak alırım kitapları ve genelde de benim için ‘kötü’ olmaz seçimlerim. Bu sefer yanıldım. Kitap yarım bırakmak bana göre değil. Konusunu beğenmesem de, içinde çok fazla yazım hatası yoksa sonuna kadar gitmeyi tercih ederim. Maksat belki yeni birkaç kelime öğrenirim…
Kitapçıda dolaşırken gördüm; Paulo Coelho’nun yeni kitabını. Adı Elif. Benim canım da Elif. Bir de kitabın arka kapağında Hilal isimli bir Türk kızının adı geçiyor. Hemen atladım.



“Elif” dediği şeyi iki şekilde açıklıyor. Kısaca; bir büyük bir de küçük Elif var. Küçük Elif; geçmişe ve bugüne ait küçüklü büyüklü bütün noktaları içine alan kainatta bir nokta. Küçük Elif’le genelde tesadüf eseri karşılaşılırmış. O noktadan (Elif’ten yani) geçen biri daha önce orada hiç bulunmamış olsa da orayı gayet iyi tanıyormuş gibi hissedermiş ve bu De javu’dan çok farklıymış. Dünyada bu noktalardan milyonlarca olduğunu söylüyor. Büyük Elif ise; aralarında çok güçlü bir bağ bulunan iki veya daha fazla kişinin tesadüfen küçük Elif’te bir araya gelmesiyle oluşurmuş. İki farklı enerji birbirini tamamlayarak zincirleme bir tepkime meydana getirirmiş. 



Çok güzel… Peki… Olabilir… Benim anlamadığım nokta Elif değil zaten. Kitapta (aslında Paulo amcanın hayatında) sürekli bahsi geçen “geçmiş hayattaki hatalar”. Paulo amca geçmiş hayatlarında hatalar yapmış ve Büyük Elif yarattığı türk kızı Hilal’den de yardım alarak “Ateş Çemberi”ne girip hatalarını düzeltmeye çalışıyor. Var mı böyle dava??? Kitabı sinirden sekize katlanarak okudum. 



Hadi ben testlerin dediği gibi bir “şarapçı” ve MS 700 yıllarında Yugoslavya’da yaşayan bir kadın olayım. Teee o zamanlar ürettiğim şarapla milleti zehirlemiş, hatta birinin boğazını kesmiş ya da ne bileyim dolaylı da olsa bir çok masumun ölümüne sebep olmuş olayım. Ne yani ben şimdi bu hatalarımı düzeltmek için 1980 senesinde tekrar mı dünyaya geldim? Peki sizin hiç mi vicdanınız yok Paulo amca türevleri, ben şu ortalama 74 senelik hayatımda (Aslında ilk 15’i çıkarmak lazım ya hadi neyse) bir önceki 65 senelik yaşamımda (ve ondan önceki kullanılmamış yıllık izin gibi birikegelen hayatlarımda) yaptığım hatalarımı mı telafi etmeye çalışayım, bu hayatımda hata yapmayacağım diye mi uğraşayım? 



Sonu gelmez ki bunun… Tam “A-ha 753 senesindeki hatayı hallettim” derken 1167’de cadı diye yaktığım masum kız çocuğu çıksın karşıma, hadi ondan helallik aldım; bu sefer 1453’te çelme taktım diye karadan yürütülen geminin altında kalan Abdurahim’i n’apçaz???



Deli saçması!!!

Ben Piedra ırmağının kıyısında oturup ağlamaya gidiyorum, siz kitabın farklı kapaklarına bakın;








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederim.