Filmimi



Semmma'da okuduğum andan beri yazmayı çok istemiştim. Ancak bugüne nasip oldu. Buyrun burdan okuyun. Üstünüze alının. Mimlendiniz efeeem! Evet, evet sen okumuyor musun bunu? Hee... Mimlendin işte!


Ben bu dünyanın bana empoze etmeye çalıştığı tüm gerçekliği reddediyorum. “Yip yip” dediğimde hareket edecek, yeri geldiğinde uçacak, yeri geldiğinde yüzecek bir Appa’m olmalı. Üst raflara uzanmak için sandalyeye ihtiyaç duymadan kolumu şöyle bir uzatıp limon sıkacağına erişebilmeliyim. Burnumu sağa sola oynatıp istediğimi yapabilmeli, işaret parmaklarımı birleştirip zamanı dondurabilmeliyim. Yeşil dev en iyi arkadaşım, tek gözlü canavar iş arkadaşım olmalı. Evime balonlar bağlayıp bulutlarda tatil yapmaya gidebilmeliyim.






Zeynep bunları istiyor ise ve yalnız öyle ise ó




1. Hayatın bir film olsa, hangi filmde başrol olmak isterdin?
Sponge Bob’daki “To Do List”ine “Nothing” yazıp günün sonunda “Yapıldı” olarak üstünü çizen Patrick olabilirim mesela. Onun kadar vurdumduymaz, cahil cesareti sahibi, şapşal… Hayat ona güzel (:

Ohh... Bugün de bitti!



Monster Inc.’deki saçlarındaki yılanlarla danışma masasındaki Celia Mae olabilirim. Saçlarımı kestircem deyince panik olan kalın telli saçlarım olur ne hoş!
Celia Mae


Shrek’te Prenses Fiona ormanda şarkı söylerken ona eşlik edecem diye patlayan sevimli kuş bile olabilirim. O orman benim hayalimdeki orman. Yüzlerce yıl yaşayabilirim. Ne olarak  yaşadığımın pek de önemi yok. (Ay! O kuş patlayarak öldü diğ miğ :S)



Buz Devri’nde “Dünyanın sonu geldi buzullar buzullar” diyerek göç eden varlıklardan herhangi biri de olabilirim. Çok eğlenceli değil mi?

Madagaskar Penguenleri’nden Rico olabilirim. Böylece kilolarıma bahane de bulmuş olurum. “Ama benim içimde bir bazuka var!”
Rico


Dersen ki: “Bunların hiç biri başrol değil” ben de sana derim ki; “Çok biliyosun sen, hepsi kendi filmini çekti de senin haberin yok!”


2. Sizi anlatan en iyi, en unutulmaz film sahnesi hangisi olurdu?
Kırmızı dikenli mavi çiçek, kırmızı dikenli mavi çiçek…
Eğer renk körü olmasaydım her şey daha kolay olurdu. (Bazen burnumun dibindekileri göremiyorum da…)






Hector’un Slyvester’ı, Slyvester’ın Tweety’i yuttuğu, büyükannenin ise her birinin poposuna vurarak “Çıkar, çıkar, çıkar” dediği sahne.

Buz Devri’nde bebeğin yürüdüğü sahne (Gülbilge’den önce de böyleydi bu!)

Sevimli Canavarlar’da üstüne çocuk çorabı yapıştığı için tıraş edilen zavallı George Sanderson'ın ikinci defa alarmı çaldırdığı sahne. (Bir hatayı ikinci defa yaptığımı farkettiğimde aynen öyle oluyorum!)
George Sanderson


Baştan sona şu:






3. Eminim binlerce sahne vardır ama en en en etkileyen hangisi, sizce?
Buz Devri’ndeki palamut mayyağı Scrat’ın zulasına son palamutu koymasıyla beraber hepsinin dağılıp gittiği sahne. Şok olmuştum!

4. Aklınızda en çok yer eden, adeta başucu cümleniz olan replik hangisi?
“Eğer yalnız kalmak istiyosanız söylemeniz yeterli taam mı?” Öyle mana dolu bir ifade ki…


5. Ve son olarak filmlerle adeta bütünleşmiş o güzelim film müziklerinden favorileriniz hangileri?

Nikah salonuna girişte de kullanmış olduğumuz;


Zoosters Break Out

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederim.