Tarihin En Yapış Yapış Felaketi

BÜYÜK BOSTON ŞEKER PEKMEZİ TRAJEDİSİ 
(Steve Silverman - Einstein'ın Buzdolabı)


Bu hikayeyi çok gençken dinlemiştim ama doğrusu kaynağını hatırlamıyorum. Hep uydurma olduğuna inandığım o hikayelerden biriydi. Yirmi yıldan uzun bir süre sonra yeniden karşıma çıkana dek.

Elbette (başlıktan da anlayabileceğiniz gibi) 15 Ocak 1919 tarihinde Boston, Massachusetts'in büyük kısmını kaplayan Büyük Şeker Pekmezi Seli'nden bahsediyorum.



Bu dönemde şeker pekmezi Amerika'nın en çok kullanılan tatlandırıcısıydı. Her tür kurabiye, pasta, ekmek ve özellikle de içki yapımında kullanılıyordu. Popülerliğine bağlı olarak, Boston sahil şeridine yayılmış birçok şeker pekmezi fabrika ve depoları mevcuttu. Ne de olsa Boston, ABD'nin damıtma merkezi kabul ediliyordu. Şimdi anlatacağım hikayede bu tesislerden sadece birini ele alacağız: Boston'un kuzey sınırında, bugün dünyaca ünlü Faneuil Hail, Quincy Market ve New England Akvaryumu'nun bulunduğu bölgedeki geniş bir depo.

Bu, ufak bir şeker pekmezi tankı değildi. Dökme demirden tankın çapı yirmi beş metre, yüksekliği ise on beş metreyi buluyordu. Kapasitesinin 2.2 ile 2.5 milyon galon arasında olduğu tahmin ediliyordu. Ve hepimiz bu hikayenin sonunun nereye varacağını biliyoruz.

O gün aniden duyulan gök gürültüsüne benzer bir çatlama sesiyle yanlan tankın içindeki şeker pekmezi şehrin sokaklarına doğru akmaya başladı. Şeker pekmezi dalgasının beş ila on metre yüksekliği bulduğu ve tankın çevresindeki bölgede saatte kırk ila elli beş kilometre hızla ilerlediği tahmin ediliyor. Derinlik ise sadece (sadece!) bir iki metre kadardı. Bu dalgadan kaçmanız mümkün değildi. (Gözümün önüne Godzilla'dan kaçmak için sokaklarda koşuşturan insanlar geliyor.)

Yoluna çıkan her şeyi yıkıp geçen bu selden kurtuluş yoktu. Her yaklaşan bu yapış yapış tsunaminin içine batıyordu. İddiaya girerim üstünüzdeki giysileri bile söker alırdı bu sel. Selde yirmi bir kişi öldü ve yüz elli kişi de yaralandı. Kimi pekmezin içinde boğulmuştu, kimi ise körfeze sürüklenmişti. Sanırım bu şanssız insanların ölümlerinin şekerden olduğunu söyleyebiliriz. Allah kimseye göstermesin.

Dalga milyonlarca dolarlık da maddi zarara yol açtı. Evler ve dükkanlar yerle bir oldu. Hatta, şeker pekmezi tanklarından bir parçanın kolonları devirmesi sebebiyle, üzerinden tren geçen bir köprü de kısmen yıkıldı.

Sel durduktan sonra, temizlik başladı. At arabalarını saplandıkları yapışkan maddenin içinden çıkaramayınca atlan vurmaları gerekti. Yangın musluklarından gelen tazyikli su bile pekmezi temizlemeye yetmeyince, şehre körfezden taşınan deniz suyu püskürtüldü.

Şehrin arnavut kaldırım taşlarıyla döşeli sokaklarını, sinemalarını, işyerlerini, otomobillerini ve evlerini şeker pekmezinden tamamen arındırmak altı aydan fazla sürdü. Boston Körfezi de bu süre boyunca hep kahverengi kaldı. Fotoğrafçılar için iyi bir fırsat herhalde.

İster inanın ister inanmayın, sonraki otuz yıl boyunca da sokaklardan ve kaldırım taşlarının arasından şeker pekmezi çıktığına dair haberlerle karşılaşıldı. Kimileri çok sıcak günlerde şehirde hala o kokuyu alabileceğinizi söylerler.

Peki tüm bu pisliğe ne sebep olmuştu?
Kimse kesin olarak bilmiyor ama iki teori var:

İlkine göre, muhtemel içki yasağı ihtimaline karşı stok yapmak amacıyla depo aşırı doldurulmuştu. Tank yeterince dayanıklı olmadığı için aşın baskı sonucu çatlamıştı.

Alternatif bir görüş ise, o günkü hava şartlarına dayanıyordu. Bir önceki gün sıcaklık sadece iki dereceydi. Ancak kaza günü, mevsim normallerinin üstüne çıkarak kırk dereceye yaklaşmıştı. Birçok kişi bu ani değişim sonucunda şeker pekmezinin genleşmesiyle tankın aşırı basınca maruz kaldığını düşünüyor.

Sebep her ne olursa olsun, bu hadise hukuk sistemini yıllarca meşgul etti. Deponun sahibi olan ABD Endüstriyel Alkol Şirketi aleyhine yüzün üzerinde dava açıldı. Şirket, tankın patlamasının bir sabotaj sonucu gerçekleştiğini iddia ediyor ve kesinlikle sorumluluk kabul etmiyordu. Şirketin bu iddiasını destekleyecek hiçbir kanıt bulunmadığından, mahkeme 1925 yılında kazanın sadece yapısal dayanıksızlıktan kaynaklandığına karar verdi. İçki fabrikası yaklaşık bir milyon dolar para cezası ödemeye mahkum edildi.

Bu kaza hiç şüphe yok ki Bostonluların zihinlerinde uzun yıllar boyunca yapışıp kalmaya devam edecektir.




  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederim.