Ames Odası

Ames Odası; adını, mucidi Adelbert Ames, Jr.’dan almış, göz yanılması yaratmak için kullanılan, ve deyim yerindeyse deforme edilmiş bir odadır.

Uzman bir göz doktoru olan Ames’in,  Hermann Helmholtz’un yazılarından esinlendiği söyleniyor. 1934’te icat edilmiş ve sonraki yıllarda geliştirilmiştir.

Önden bakıldığında taban, tavan ve duvarlardan oluşan, sıradan kübik bir oda gibi inşa edilmiştir. Odanın bir arka duvarı, birbirine paralel iki yan duvarı vardır. Tüm duvarlar taban ve tavana diktir.


Aslında bu bir perspektif hilesidir. Odanın asıl şekli ikiz kenar üçgendir. Duvarlar eğri, tavan ve taban eğimlidir. Odanın sağ köşesi, sol köşesine oranla, odanın önünde duran kişiye çok daha yakındır (ya da tam tersi :P).

Bu göz yanılmasının sonucunda; odanın önünde duran kimse; odanın bir köşesinde bir cüce, diğer köşesinde bir dev görür! Bu yanılma öyle gerçekçidir ki; bir köşeden diğer köşeye geçen insanın yavaş yavaş büyüdüğü ya da çektiği zannedilir (:

Çalışmalar bu yanılsamanın duvarlar olmadan da yaratılabileceğini gösteriyor. Tabii bunun için uygun bir arka planda, - aslında düz olmayan - bir ufuk çizgisi yaratmak gerekiyor.

Ames’in orijinal dizaynında, sanki top tepeye tırmanıyormuş hissi veren bir de oluk vardı. Bristol Üniversitesi nöropsikoloji profesörü Richard Gregory; bu ‘yer çekimsizlik’ hissinin, boyut değişiminden çok daha muhteşem olduğunu söylüyordu. Araçların güç kullanmadan yokuş yukarı hareket ettiği meşhur mıknatıs tepelerin(magnetic hills) böyle bir göz yanılmasından ibaret olduğunu düşünüyordu.

Nitekim adamcağızın ölümünden bir gün sonra gazetede yayınlanan bir haberde; Kanada'nın New Brunswick eyaletinin Moncton kentindeki Mıknatıs Tepesi'nin sırrının, bir Japon matematikçisi tarafından çözüldüğü söyleniyordu:
Japonya'daki Meiji Enstitüsü İleri Matematik Bilimleri Fakültesi'nden Kokichi Sugihara'nın, ABD'nin Florida eyaletine bağlı Naples kentinde yapılan Uluslararası En İyi Görsel İllüzyon Yarışması'nda birinci gelen çalışması, bu durumdaki yerlerde objelerin aslında tepe yukarı değil, aşağı hareket ettiklerini gözler önüne serdi.  (Zaman, 18.05.2010).”


Ülkemizde de manyetik tepeler var. Bunlardan en meşhuru Denizli'nin Zeytinköy mevkiindeki tepe. Vakti ile Barış Manço'nun TRT ekranlarında yayınlanan programına taşıdığı tepeye halkın ilgisi büyük.
Erzurum'daki Abdurrahman Gazi Türbesi yakınlarında da aynı özelliklere sahip bir tepe bulunuyor.
Kırklareli'nin Pınarhisar ve Demirköy ilçeleri arasındaki Karaman Bayırı'ndaki yolun 1 kilometrelik bölümünde de aynı durum söz konusu. Buradaki gösterilerde otomobilin boş viteste 20 kilometre hıza çıktığı tespit edilmiş.
Samsun'un Ladik ilçesindeki Akdağ Yaylası'na giden yolun bir bölümünde yer alan rampa araç sürücülerinin şaşkınlığına neden oluyor. Rampada vitesi boşa alınan araçlar yokuş yukarı hareket ediyor.
 Ames Odası’nda çiftleri de bir sürpriz bekliyor! Honi Algısı (Honi Phenomenon) olarak bilinen seçici algısal çarpıklık, en çok kadınları etkiliyor. Eşleri, Ames Odası’na giren kadınların, bir çoğu eşlerindeki boyut farklılığının, o odadaki bir yabancınınki kadar olmadığını iddia ediyor. Bu algılarının, kocalarına olan sevgi ve güvenleriyle orantılı olduğu söyleniyor. Erkeklerde ise; bu çalışmada böyle bir şeye rastlanmamış.

Ames Odası’ndan bir çok sinema filminde de yararlanıldı. En başta Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde Gandalf ve hobbitlerin iç sahne çekimlerinde! Ne yani siz Ian McKellen’in(Gandalf), Ian Holm’den (Biblo Baggins) o kadar kocaman olduğunu sanmıyordunuz di mi? :P



Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nın 1971’deki uyarlamasında (Willy Wonka & the Chocolate Factory), 1964’te Voyage to the Bottom of the Sea (Denizin Dibine Yolculuk) adlı dizinin bir bölümünde ve Status Quo grubunun On The Level albümlerinin kapağında Ames Odası vardı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkür ederim.